İtibarın Yönetimi & İletişimi

Post-truth, hakikatın önemsizleşmesidir. Gerçeklerin yerini salt duyguların ve hislerin aldığı böyle bir dönemde, neyin gerçek neyin yanlış olduğu konusunda insanların kafası da epey karışık.

Bununla birlikte 2008 yılından bu yana şirketlere olan güven giderek düşüyor. Artık bir şirketin yaptığı hata, farklı sektörlere olan güveni de negatif etkiliyor. Hataların sayısı çoğaldıkça, güvensizliğin açtığı yaralar derinleşiyor.

İletişim, özellikle Türkiye’de yoğunlukla “basın ve medya ile ilişkiler” olarak algılanıyor. Yani, haberlerinizin gazete ve dergilerde, TV ve sosyal medya da yayınlanması olarak görülüyor. Bu yüzden de sürekli yaptığı işi teknik boyutta anlatmanın ötesine gitmeyen bir dolu şirket görüyoruz.

Geçtiğimiz yıllarda batan ayakkabı markalarına bakacak olursanız, bu şirketlerin en önemli sorunları arasında şu sebepler sıralanıyor: borç ödeme, kredilerle sağlıksız büyüme, yapısal sorunlar, ürün maliyetleri, ödeme süreleri.

Öyleyse, size şunu soralım: batan bu ayakkabı markaları hakkında, ayakkabı üretip satmaları dışında ne biliyorsunuz? Bu markaları yaratan şirketleri tanıdığınızı düşünüyor musunuz? Bu şirketlerin sizinle nasıl bir gönül bağı var?

Bunca batan şirkete rağmen, bu markaların neden battığı hakkında yorum yapanların hiç biri şirketlerin “yeterince değer yaratamadığından” ötürü bu noktaya gelmiş olabileceklerinden bahsetmiyor.

İşte tam da bu yüzden, ülkemizde şirketlerin batışlarını üzüntüyle seyrediyoruz. Değer yaratabilmek, köklü iletişim stratejileri geliştirebilmekle ve bu stratejiler doğrultusunda planlanmış projelere imza atıp, değerin paydaşlarınızla birlikte yaratılmasıyla mümkündür.

Şirketinize ya da sektörünüze yönelik negatif bir algı ya da itibar söz konusuysa, ya da belki daha da kötüsü, hakkınızda pek de bilgi sahibi olan yoksa, gücünüz değer katabilmeniz, iletişim yönetiminizi dönüştürebilmenizle mümkündür.

Eğitim programlarımız hakkında bilgi almak için labs@ippaworld.com